Tasavvuf bir sistem olarak zahir ilimle beraber bâtın ilmini gerektiren bir disiplindir. Tasavvufu bir yaşam biçimi olarak hayatlarına yansıtmış sûfîler, bu iki ilmi kendilerinde cemeden, Hz. Peygamber’in (sas) ahlakıyla ahlaklanan, O’nun manevi hayatının şahıslarında temessül ettiği mümtaz şahsiyetlerdir. Bu zatların hayatları, eserleri ve düşünceleri özellikle günümüzde bir hakikat arayışı içerisindeki insanlar için örnek teşkil etmektedir. Bu çalışmada bahis konusu iki ilmi şahsında toplamış, manevi verasete ehil bir şahsiyet olan, fıkıh çevrelerinde tanınan, birçok eseri bulunan, önemli bir usûl anlayışı olan ancak hakkında tasavvuf ilmi açısından teferruatlı bir akademik çalışma bulunmayan 9-10/15-16. asırlarda Mısır’da yaşamış Zekeriyyâ el-Ensârî (ö. 926/1520) sûfî kimliğiyle ele alınmaktadır. Ensârî, ilmî hayatını ikmal ettikten sonra tedrisatı, telifatı, irşadı ve fikirleriyle günümüze kadar adından sıkça söz ettirmiştir. Hayatına baktığımızda en az fakîhliği kadar irfânî yönünün de güçlü olduğunu görmekteyiz. Birbirinden kıymetli elliye yakın eser vermiş velûd bir müelliftir. Kendisinin fıkıh alanındaki otoritesi izahtan varestedir. Onun fıkhî alanda ortaya koyduğu usûl, hem kendi döneminde hem de kendisinden sonraki dönemlerde başta Mısır olmak üzere birçok bölgede karşılık bulmuştur. İslamî kültür ve ilim hayatını doğrudan ve derinden etkileyen bir düşünce sistemi kurmuştur. Tasavvufî açıdan değerlendirildiğinde ise farklı tarikatlardan seyr-ü sülûkünü ikmal etmiş bir mürşid-i kâmil, kendi tarikatının kurucusu, yaşadığı asırda irşadıyla ünlenmiş, ardında halifeler bırakmış ve birçok tali tarikatın kurulmasına vesile olmuş önemli bir sûfî-âlim karşımıza çıkmaktadır. Ancak yeterince tanıtılmadığı için tasavvufî ve irfânî yönü gölgede kalmıştır. Onun farklı tarikatlardan icazet alıp hırka giymesi, manevi irşada ehil birisi olarak karşımıza çıkması ve tasavvufî eserler kaleme alması özellikle tasavvuf tarihi açısından ehemmiyet arz edip tasavvufî görüşlerinin gün yüzüne çıkarılmasının önemini bizlere göstermektedir. Bu çalışma, İslamî ilimlerde yetkin, bu alanlarda eserler vermiş, fakih kimliğiyle ön plana çıkan Ensârî’nin tasavvufî yönünün ortaya konulmasını, tasavvufa olan ilgisini, tasavvufi bir muhtevaya sahip eserlerinin tanıtılmasını, görüşlerini, tasavvufta tartışılan bazı düşünce ve meselelere bir fakîh-sûfî gözüyle yaklaşımını ve bunların tahlilini konu edinmektedir. Onun amelî, ruhî ve manevi dünyasını şekillendiren tasavvuf anlayışının ortaya konulması, etkilendiği sûfî ve kaynakların tespiti ile tasavvufî yönünün ve düşüncesinin gün yüzüne çıkarılması, kendisinden sonra irfânî anlamda etkilediği şahısların belirlenmesi, fakîh-sûfî kimliğini haiz birisinin perspektifinden tasavvufun nasıl algılanıp yorumlandığı gibi hususların izahı bu çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır. İncelememiz boyunca öncelikle anahatlarıyla Zekeriyyâ el-Ensârî’nin hayatı ele alınmış, sonrasında ise onun sûfî kişiliğini oluşturan ana unsurlara temas edilmiştir. Mensup olduğu tarikattaki konumu ile seyr-ü sülûk silsilesinin tespitinden sonra hakkında tasavvuf sahasında çok az çalışma olması itibariyle tasavvufî eserlerinin tanıtımına yer verilmektedir. İkinci kısmında ise tasavvufî görüşleri ana başlıklar ve bunları izleyen tali başlıklar halinde ele alınıp değerlendirilmeye tabi tutulmuştur. Bu kısımda görüşleri aktarılıp değerlendirilirken takip ettiği yöntem, bağlı olduğu tasavvufî ilke ve esaslarla etkilendiği ekol ve şahsiyetlere de işaret edilmektedir. Kendisinin Zeyniyye, Ekberiyye ve Sühreverdiyye tarikatlarından hilafet icazetine sahip bir mürşid-i kâmil olmasından, adının Zeyniyye tarikatının kurucu isimleri arasında sayılması ve düşünce boyutuyla İbnü’l-Arabî, İbnü’l-Fârız gibi sûfî şahsiyetlerden etkilendiği gerçeğinden hareketle incelememizin sonuç kısmı oluşturulmuştur.
Sufism, as a system, requires both exoteric and esoteric knowledge. Sufis embody Sufism as a way of life and harmonize these two knowledge within themselves, becoming distinguished personalities who emulate the ethics of Prophet Muhammad (peace be upon him), manifesting his spiritual life in their own beings. Their lives, works, and thoughts serve as exemplary models for individuals seeking truth, especially today. This study focuses on Zekeriyyâ al-Ensârî, who lived in Egypt in the 9th-10th/15th-16th centuries, combining these two knowledge within himself, possessing spiritual heritage, being recognized in jurisprudential circles, having numerous works, and an important understanding of principles. Despite his recognition in jurisprudence, there lacks a comprehensive academic study from the perspective of Sufi knowledge regarding his distinguished Sufi identity. Ensârî, after completing his scholarly life, has remained prominent up until today through his teachings, writings, guidance, and ideas. When examining his life, we notice that his spiritual aspect is as strong as his jurisprudence. He's a prolific author, having produced nearly fifty valuable works, establishing authority in jurisprudence. His methodological contributions in jurisprudence have found resonance not only in his time but also in subsequent periods, particularly in regions like Egypt. He crafted a thought system that directly and profoundly impacted Islamic culture and scholarly life. When evaluated from the perspective of Sufism, he emerges as a significant Sufi scholar who completed his spiritual journey through various Sufi orders, became a perfected spiritual guide, founded his own order, gained fame for his guidance during his era, left behind successors, and paved the way for the establishment of numerous secondary Sufi orders. However, due to insufficient introduction or recognition, his Sufi and spiritual aspects have remained in the shadows. His reception of authorizations from different Sufi orders, his appearance as a competent spiritual guide, and his composition of Sufi works notably underscore the importance, especially in Sufi history, of unveiling his Sufi perspectives and spiritual views. This study aims to present the Sufi aspect of Ensârî, a figure who has demonstrated expertise in Islamic knowledge, produced works in these fields, and gained prominence with a jurisprudential identity. It delves into his interest in Sufism, introduces his works enriched with Sufi content, discusses his viewpoints, approaches and analysis to certain thoughts and issues in Sufism from the perspective of a jurist-Sufi. The core objective of this study is to delineate his Sufi understanding that shaped his practical, spiritual, and inner world, bring to light his Sufi orientation and thoughts through identifying the Sufi influences and sources that impacted him, determine the personalities influenced by him in the realm of mysticism posthumously, and explain how Sufism is perceived and interpreted from the perspective of someone possessing a jurist-Sufi identity. Throughout our analysis, we first outlined the life of Zekeriyyâ al-Ensârî, then delved into the primary elements that constituted his Sufi personality. Following the identification of his position within his Sufi order and the succession of his spiritual journey, due attention is given to introduce his Sufi works, considering the scarcity of studies in the field of Sufism concerning him. The second part of the study entails a comprehensive evaluation of his Sufi viewpoints under main and subsidiary headings. While conveying and assessing his viewpoints, we also referenced the methodology he followed, the schools of thought and personalities that influenced him, and the Sufi principles and fundamentals to which he adhered. Concluding our analysis, we highlighted his status as a perfected spiritual guide holding authorization in Zeyniyya, Ekberiyya, and Sühreverdiyya Sufi orders, being counted among the founding names of the Zeyniyya order and drawing from the intellectual realms of Sufi figures like Ibn Arabi and Ibn al-Farid.