Bu çalışma, yaşam seyri perspektifinden anne-babaların çocukluk deneyimlerinin onların mevcut ebeveynlik tutum ve davranışları üzerindeki etkilerini derinlemesine incelemektedir. Çalışmanın temel amacı, bireylerin kendi çocukluklarında yaşadıkları deneyimlerin, ebeveynlik yaklaşımlarını nasıl şekillendirdiğini anlamaktır. Bu bağlamda, nitel bir yöntem benimsenmiş ve veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Görüşmeler, katılımcıların geçmiş deneyimlerini, ebeveynlik rollerindeki uygulamalarını ve çocuklarına yönelik tutumlarını detaylı bir şekilde ortaya koymayı hedeflemektedir. Araştırma, farklı demografik değişkenlere sahip 23 ebeveynin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışma, katılımcıların çocukluklarından aldıkları duygusal ve davranışsal mirasların, kendi ebeveynlik yaklaşımlarını nasıl şekillendirdiği ve bu mirasların çocuklarına nasıl aktarıldığı üzerine yoğunlaşmaktadır. Ayrıca, katılımcıların hem pozitif hem de negatif çocukluk deneyimlerini değerlendirerek, yaşadıkları deneyimlerin ebeveynlik stillerine etkisini ortaya koymaktadır. Bulgular, olumlu çocukluk deneyimlerinin ebeveynlerin çocuklarına destekleyici ve güven veren tutumlar benimsemelerine yardımcı olduğunu gösterirken, olumsuz deneyimlerin ise ebeveynlerin daha bilinçli olmalarını ve çocuklarını kısıtlamaktan kaçınmalarını teşvik ettiğini belirtmektedir. Özellikle, ebeveynlerin kendi çocukluklarında maruz kaldıkları baskı ve kısıtlamaların, çocuklarına daha özgür bir ortam sağlama çabasını güçlendirdiğini ortaya koymuştur. Bu sonuçlar ebeveynlik müdahaleleri ve ebeveynlerin çocukluk deneyimlerinin dikkate alınmasının önemini vurgulamaktadır.
This study delves deeply into the impact of parents' childhood experiences on their current parenting attitudes and behaviors from a life course perspective. The primary objective of the study is to understand how individuals' experiences during their own childhood shape their parenting approaches. In this context, a qualitative methodology was adopted, utilizing a semi-structured interview form as the data collection tool. The interviews aim to comprehensively reveal the participants' past experiences, their practices in parenting roles, and their attitudes toward their children. The research was conducted with the participation of 23 parents with various demographic characteristics. The study focuses on how the emotional and behavioral legacies inherited from the participants' childhoods shape their own parenting approaches and how these legacies are transmitted to their children. By evaluating both positive and negative childhood experiences, the research highlights how these experiences influence parenting styles. The findings suggest that positive childhood experiences help parents adopt supportive and reassuring attitudes towards their children, whereas negative experiences prompt parents to be more conscious and avoid restrictive behaviors. Specifically, the study reveals that parents who experienced pressure and restrictions during their own childhoods strive to provide a more liberating environment for their children. These results underscore the importance of considering parents' childhood experiences in parenting interventions and highlight the significance of these experiences in shaping parenting practices.