ŞIRNAK UNIVERSITY JOURNAL OF DIVINITY FACULTY, sa.32, ss.291-315, 2023 (ESCI)
Klasik fıkıh, insanın doğumundan ölümüne kadar hayatın her alanında karşılaştığı problemlere çözüm sunmak için şer‘î deliller çerçevesinde belli başlı düzenlemeler yapmıştır. Bunların başında, Modern dönemde medeni hukukun bir alt dalı olan aile hukuku bünyesinde ele alınan, bireyin içinde doğduğu, yetiştiği ve topluma entegre olduğu aile ile alakalı düzenlemeler gelmektedir. Bireyin hayatında önemli bir dönüm noktası olan aile, nikâhla kurulur. Sahih nikâhla kurulan evlilik birliğinde doğan çocukların bütün temel ihtiyaçları, nikâh bağı devam ettiği sürece ebeveynin uhdesinde görülmüştür. Boşanma ya da ebeveynden biri yahut her ikisinin vefat etmesi ile korumasız kalan çocukların sağlıklı bir şekilde yetişmeleri, temel ihtiyaçlarının karşılanması ve oluşabilecek herhangi bir mağduriyetin ilk andan itibaren önlenmesi için varsa ebeveyne yoksa onların yakın akrabalarına bazı haklar tanınmıştır. Klasik fıkıh kitaplarında nikâh, talâk, velâyet ve nafaka gibi kanunlarla birlikte ele alınan hidâne, ebeveynin boşanma veya vefatı durumunda bakıma muhtaç kalan çocukların barınma, eğitim, mesken, nafaka ve öz bakım gibi temel ihtiyaçlarının sağlanmasına ilişkin hükümleri konu edinmektedir. Söz konusu bölümde, çocuğun bakımını kimin üstleneceği, bakımı üstlenen kişinin taşıması gereken niteliklerin neler olacağı, hangi durumlarda bu hakkın kaybedileceği, bakımın süresi, hidânenin prensipte kimin hakkı olduğu gibi sorulara cevaplar aranmaktadır. Bu çalışmada zikredilen sorular bağlamında yaygın amelî mezheplerden biri olan Mâlikî mezhebi ile 2004 yılında Fas Aile Hukuku alanında reform niteliğinde olan el-Müdevvenetü’l-üsrâ adlı kanun metninde alınan kararların karşılaştırılması hedeflenmektedir. Bu karşılaştırma ile modern dönemde yürürlüğe giren kanunun Mâlikî mezhebine ne derecede bağlı kaldığı ve hangi hükümlerde mezhepten ayrıldığı hususlarında bir çerçeve sunulması ve böylece nüfusunun hemen tamamı Müslüman olan ve çoğunluğu Mâlikî mezhebine mensup Fas’ta mezhep görüşlerinin ve dolaylı olarak modern çağda yaygın olarak vurgulanan eşitlik, hürriyet, insan hakları ve kadın hakları gibi kavramların yeni kanundaki etkisi hakkında fikir vermesi beklenmektedir. Çalışmada Mâlikî mezhebinin meşhur eserlerine başvurularak öncelikle mezhebin görüşleri işlenmiş; akabinde kanun metninin hükümleri, kanun metnine yazılan şerhler ve kanun üzerine oluşan tâlî kaynaklardan istifade edilerek aktarılmıştır. Bununla beraber ulaşılabilen Fas Yargıtay Mahkemesi’nin ictihatları, yerel ve istinaf mahkemelerince alınan kararlar işlenerek bir mukayese yapılmıştır. Çalışmanın sonucunda kanunda alınan kararlarda genellikle mezhep görüşlerine bağlı kalındığı; ancak bazı konularda mezhepten ayrıldığı görülmüştür. Kanun, dağılan ailede çocuk ve ebeveyne bazı yeni haklar tanımıştır. Çocukların maslahatını ön planda tutarak ebeveyn ve diğer akrabalar hakkında mezhebin görüşlerinden farklı bazı kararlar almıştır. Söz gelimi çocuğu yedi yaşından küçük olan annenin evlendiği takdirde hidâne hakkının devam edeceği en radikal kararlardan birisidir. Bu doğrultuda ailenin diğer figürü babaya da örneğin anneanneden hemen önce hidâne hakkı tanınmıştır. Çekirdek aile dışında sadece anneannenin hidâne hakkı devam ettirilmiş, onun dışındaki kimselere ihtiyaç durumunda hidâne hakkının tanınması mahkemeye tevdi edilmiştir. Ayrıca kanun, kendi içerisinde boş kalan alanlarda Mâlikî mezhebine ait hükümlerin bağlayıcı olduğunu tasrih ederek mezheple bağlantısını koparmamıştır. Ayrıca araştırma sonucu mezhepten farklı olarak kanunun uygulayıcısı olan mahkemelerin hidâneyi çocuk hakkı olarak görüp aldıkları kararlarda mutlak bir biçimde çocukların maslahatını önceledikleri sonucuna varılmıştır.