Sa‘dî Efendi’s Booklet of Prayer Named Es’ile-i Sûfî Ecvibe-i Sa‘dî


SÜER F. R.

Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, vol.0, no.18, pp.467-502, 2017 (Peer-Reviewed Journal) identifier

  • Publication Type: Article / Article
  • Volume: 0 Issue: 18
  • Publication Date: 2017
  • Journal Name: Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi
  • Journal Indexes: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Page Numbers: pp.467-502
  • Hakkari University Affiliated: Yes

Abstract

Divan Literature which lasts six centuries is the longest period of Turkish Literature. Divan Literature has been influenced by Arabic and especially Persian literature during the formation process. After a few centuries it has reached ripeness and began to raise sample personalities. The main sources of this field are Islamic culture branches such as Qur’an, hadith, Islamic history, tafsir and fiqh. And this has caused the Divan Literature to have a religious identity. The authors who wrote in this field recalled their religious obligations to every Muslim through poetry in their works and they informed them in religious matters. In this context verse forms of hadith, siyar, tafsir and fiqh have emerged. In addition to these known spices, in consideration of content, there also poems those are again not far from these spices but should be analysed under different titles. The Qasida -consisting of 293 couplets- of Sa‘dî Efendi who lived in the sixteenth century which is a verse in this feature. The Qasida consists of the answers given by Sa‘dî Efendi to the questions of a dervish coming to Sa'dî Efendi, such as ablution, azan, prayer... and answers given to these questions by Sa‘dî Efendi. Sa‘dî Efendi gave answers to the questions of the dervish by referring to the famous fiqh, hadith, tafsir books and making talmih from the lives of the prophets. And this has increased the value of the his work. In this article, the poem of the poet will be evaluated and the text of the poem will be given
Altı asır gibi uzun bir zaman dilimi içerisinde varlığını sürdüren Divan Edebiyatı, Türk Edebiyatının en uzun soluklu dönemidir. Teşekkül sürecinde Arap ve özellikle Fars edebiyatından etkilenmiş, bu süreçten birkaç asır sonra olgunluk seviyesine ulaşmış ve örnek şahsiyetler yetiştirmeye başlamıştır. Alanın temel kaynakları arasında Kur'anı Kerim, hadis, İslam tarihi, tefsir, akâid ve fıkıh gibi İslâm kültürü ilim dallarının yer alması Divan Edebiyatının dinî bir vasfa sahip olmasını beraberinde getirmiştir. Bu sahada eser veren müellifler özellikle şiiri araç edinerek kaleme aldıkları eserlerinde her Müslümanın dinî yükümlülüklerini bilme konusundaki hususiyeti dile getirmiş ve dinî mevzularda onları bilgilendirmişlerdir. Bu bağlamda yukarıda adları zikredilen ilim dalları ile alakalı genel manada manzum tefsir, hadis, siyer, ilmihal ve akaidnameler gibi çeşitli türler ortaya çıkmıştır. Bilinen bu türlerin yanısıra muhteva itibariyle yine bu türlerden uzak olmayan ama ayrı başlıklar altında değerlendirilmesi gereken manzumeler de vardır. XVI. yy. simalarından Sa'dî Efendi'ye ait 293 beyitten müteşekkil kaside bu özellikte olan bir manzumedir. Manzume, bir dervişin Sa'dî Efendi'ye gelip abdest, ezan, namaz...gibi konularda yöneltiği sorulardan ve Sa'dî Efendi'nin bu sorulara verdiği cevaplardan oluşmaktadır. Dervişin cevap aradığı sorulara Sa'dî Efendi'nin, bazı peygamberlerin hayatlarından telmihler yaparak ve bazı meşhur fıkıh, hadis, tefsir kitaplarını kaynak göstererek yanıtlar vermesi manzumenin değerini artırmaktadır. Bu makalede mezkur şairin manzumesi değerlendirilecek ve manzumenin metni verilecektir