ESKIYENI, sa.58, ss.959-983, 2025 (ESCI)
Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sözlerinin yazıya geçirilme meselesi, İslam’ın ilk dönemlerinden itibaren günümüze kadar konuyla ilgilenen ilim adamlarının zihnini hep meşgul edegelmiştir. Mesele daha çok hadislerin yazılması veya yasaklanması üzerinden değerlendirilmiş, hadislerin yazımı çeşitli gerekçelerle, belirli bir süre yasaklansa da sonradan serbest bırakıldığı sonucuna varılmıştır. Ancak yazma yasağının sadece hadisleri kapsamadığına neredeyse hiç değinilmemiştir. Halbuki yazma yasağı sadece hadislerin yazılmasıyla değil, geneli kapsayacak şekilde hatta öncelikli olarak Kur’an’dan olmayıp Kur’an’dan zannedilen ve daha sonraları literatüre müdrec kıraat olarak geçen eklemelerle ilgilidir. Bunun en bariz göstergesi de konuya kaynaklık eden ve sahih olarak değerlendirilen rivayetlerin bizzat kendisidir. Zira konu ile alakalı varid olan rivayetlerde “hadis yazmayın” ifadesi geçmemekle beraber “Benden Kur’an dışında hiçbir şey yazmayın, Allah’ın Kitabı’na başka bir şeyi karıştırmayın şeklinde Hz. Peygamber’in (s.a.v.) bizzat yazdırdığı Kur’an’la, yani resmü’l-mushaf’la karışma korkusuyla aynı yere/malzemeye, başka bir şeyin yazılmamasına vurgu yapılmıştır. Ayrıca rivayetlerin vürûd sebebi ve zamanı da bu hususu desteklemektedir. Nitekim yasaktan önce Kur’an metni ile aynı yere açıklama/tefsir mahiyetinde eklemeler yapan sahâbe, sonrasında yaptığı bu eklemeleri imha etmiştir. Ancak bu açıklamaları şahsi mushaflarına yazmaya devam etmiştir. Daha sonraları bu müdrec kıraatler onu yazan sahâbenin simleriyle anılmaya başlamıştır. Çalışmanın amacı konu hakkında varid olan rivayetleri içerik ve metin analizi yaparak söz konusu yasağın daha çok bu müdrec kıraatlerle ilgili olduğunu ortaya koymaktır. Araştırmada ilgili rivayetler ve çalışmalar bir araya getirilip veri toplama yöntemi olarak doküman incelemesi kullanılmıştır. Bu da rivayetleri ve kaynaklarını bulma, inceleme ve değerlendirme aşamalarından oluşmuştur. Bu minvalde ilk olarak konuya kaynak olarak kullanılan rivayetler tespit edilip analiz edilerek sıhhat dereceleri ortaya konulmuştur. Sonrasında müdrec kıraatler açıklanarak yazma yasağıyla ilgisi tespit edilmiş ve son olarak bunların karşılaştırılması yapılarak sonuca gidilmiştir. Buna göre yazma yasağının sadece hadislerle değil daha çok resmi mushafla aynı yere yapılan idraclarla ilgili olduğu görülmüştür.